TÜP BEBEK UYGULAMA ALANI

Doğal yöntemlerle çocuk sahibi olamayan çiftlerde tüp bebek tedavisi, uzun yıllardır başarıyla uygulanmaktadır. Bir yardımcı üreme tekniği olan tüp bebek tedavisi; sebebi belirlenemeyen kısırlıklar, ileri yaş, kadınlarda enfeksiyon ve tüplerdeki tıkanıklıklar , yumurtlama bozuklukları ,yumurtaların azalması , erkeklerde ise sperm sayısının azlığı ve kalitesinin düşüklüğü, obezite gibi metabolik rahatsızlıklar yüzünden çocuk sahibi olamayan çiftlere çocuk sahibi olabilme imkanı sunar. Özellikle erkeklerde görülen infertilite nedeniyle gebeliğin sağlanamaması durumunda mikroenjeksiyon(İCSİ)  yöntemi başarılı sonuçlar alınmasını sağlamaktadır.

Tüp bebek- mikroenjeksiyon (İCSİ)  yönteminin uygulanmadığı durumlar;

  • Rahimi herhangi bir nedenle olmayanlara (doğuştan ve ameliyat ile),
  • Yumurtalıkları olmayan veya yumurtlaması imkânsız olan kadınlara,
  • TESE (testisten sperm elde etme) yöntemiyle sperm bulunamayan olgularda uygulanmaz.

TÜP BEBEK ENDİKASYONLARI

  • Azalmış yumurtalık rezervi (İleri yaş, geçirilmiş ovaryen cerrahi, endometrioma, obezite, geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar, fonksiyonel over kistleri, sigara kullanımı)
  • 3-6 kez ovulasyon indüksiyonu (yumurtlamanın ilaçla uyarılması) ve IUI (yumurtlama takipleri ve aşılama) denemesine rağmen hamile kalamamış çiftler
  • Tüpleri hasar görmüş veya tıkalı olan, yada cerrahi nedenlerle tüpleri olmayan hastalarda,
  • Tüplerinin oluşan yumurtaları yakalamasını engelleyecek yapışkanlığın bulunması,
  • Cerrahi tedaviye yanıt vermeyen endometriozis olgularında,
  • PCOS
  • Kadının yaşının ileri olması
  • Cerrahi tedaviye yanıt vermeyen pelvik yapışıklıklarda,
  • Bağışıklıkla ilgili faktörler söz konusu olduğunda,
  • Erkeğe bağlı nedenlerde,
  • Açıklanamayan infertilite olgularında başarılı sonuçlar verebilmektedir.

ICSI ENDİKASYONLARI

  • Önceki IVF sikluslarında fertilizasyon yetersizliği
  • Hiperstimülasyon sonucu gelişen oosit sayısının yetersiz olması (<5)
  • Açıklanamayan infertilite olgularında başarılı sonuçlar verebilmektedir.
  • Erkeğe bağlı nedenlerde
      • Şiddetli sperm bozuklukları( oligo-astheno-teratozoospermi )
      • Geçirilmiş başarısız IVF öyküsü
      • Antisperm antikorlar
      • Ejakulatuvar disfonksiyonlar (elektroejeakülasyon, retrograd ejakülasyon)
      • Bilateral vas deferenslerin doğuştan yokluğu
      • Bilateral ejakulatuvar duktus obstrüksiyonu (tıkanıklık)
      • Young sendromu
      • Testiküler yetmezlik nedeniyle (matürasyon arresti, germ hücre aplazisi) azoospermi
      • Başarısız vazovazostomi ve vazoepididimostomi sonrası
      • Ejakulatta hareketsiz ve düşük canlılık izlenen spermlerin varlığı (nekrozoospermi )
      • Fibroz nedeniyle epididimal sperm toplanamaması
      • Globozoospermi ( sperm hücrelerinin baş bölgesindeki akrozom yapısının bulunmaması (Tip I globozoospermi) veya akrozom yapısının çok küçük olması (Tip II globozoospermi) durumu) (ICSI’de bile başarı oldukça düşük)
      • Primer silier diskinezi- Kartagener sendromu varlığı
      • PESA/MESA/TESE veya TESA olgun spermler (spermatozoa) ICSI için kullanılabilmektedir.
  • Embriyolarına Pre-implantasyon genetik tanı (PGD) yapılacak çiftler.
  • Bazı seçilmiş hastalarda gebelik şansını arttırmak için (şansı az olan çiftler).

TÜP BEBEKTE YAŞ SINIRI

Tüp bebek tedavisinde ilk olarak kadının yumurtalık rezervleri değerlendirilir.

Düşük over rezervi belirteçleri :

      • FSH ≥10 ıu /ml
      • AMH <1,1 ng/dl
      • Ultrasonografi ile her iki overdeki antral folikül sayımı toplamı ≤ 7
      • Yaş ≥ 38

Kadınlarda, özellikle 35 yaşında sonra yumurta sayısında ve kalitesinde düşüş görülmesi de başarı şansını etkilemektedir. Yumurtalık rezervi testleri ile yumurtalık fonksiyonları uygun bulunan kadınlarda 45 yaşa kadar tüp bebek tedavisi uygulanmaktadır. Ancak yaş ilerlemesinin olumsuz etkilerinden dolayı kromozomlar bakımından embriyonun incelenmesi gerekmektedir. 38 yaşından sonra tüp bebek tedavisine başlayacak kadınların preimplantasyon genetik tanı yöntemine başvurması ve embriyolarının durumunu değerlendirmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, 40 yaşın üzerindeki kadınlarda bu yöntemin başarılı olma ihtimali genç kadınlara göre daha düşüktür.

Erkeğin sperm üretimi her yaşta devam etmektedir. Erkeklerde ise herhangi bir yaş sınırı bulunmamakla birlikte yaş ilerledikçe sperm DNA’sında meydana gelen değişimler nedeniyle sperm kalitesinin düştüğü göz önünde bulundurulmaktadır.