ROUND SPERMATİD ENJEKSİYONU (ROSİ)
Round Spermatid Enjeksiyonu (Round Spermatid Injection) (ROSİ) veya ROSNİ, erkek üreme hücrelerinin olgunlaşmamış formları olan yuvarlak spermatidlerin, laboratuvar ortamında olgunlaşmış yumurta hücrelerine enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen bir yardımcı üreme tekniğidir. Bu yöntem, özellikle azoospermi (menide sperm hücresinin bulunmaması) tanısı konulan ve testis dokusundan olgun sperm elde edilemeyen erkeklerde çocuk sahibi olma şansını artırmayı hedeflemektedir.
Round Spermatid Enjeksiyonu (ROSİ) işlemi olgunlaşmamış sperm kullanımını içerdiğinden, prosedür teknik zorluklar sunmakta ve genetik endişeler ortaya çıkarmaktadır. Bu yüzden erkek infertilitesinde (kısırlığında) önemli bir yeri olan ICSI kadar başarılı olamamış ve yaygın olarak kullanım alanı bulamamıştır.
ROSİ Tekniğinin Tarihçesi ve Gelişimi
ROSİ, ilk olarak 1990’lı yılların ikinci yarısında uygulanmaya başlanmıştır. Bu dönemde, dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan denemelerde elde edilen başarı oranları beklentilerin altında kalmıştır. Düşük başarı oranları ve işlem sırasında kullanılan hücrelerin tanımlanmasındaki belirsizlikler nedeniyle, ROSI yöntemi uzun süre yaygınlaşmamıştır. 2009 yılında Japon araştırmacı Dr. Tanaka tarafından Japonya Sağlık Bakanlığı’ndan alınan izinle ROSİ çalışması yapılmıştır. 2015 yılında Japon bilim insanı Dr. Tanaka ve ekibi, 734 denemeden sonra 14 sağlıklı bebeğin dünyaya geldiğini raporlayarak, ROSI tekniğinin potansiyelini yeniden gündeme getirmiştir. Bu tarihten sonra Dr. Tanaka’nın yayınladığı yeni hali ile ROSI tartışılmaya ve tekrar uygulanmaya başlamıştır.
Spermatogenez ve ROSİ’nin Temeli
Spermatogenez(Sperm üretimi) erkeklerde testis içerisinde spermatogonyum denilen kök hücrelerin bölünmesiyle başlayan ve çeşitli aşamalardan geçerek olgun, kuyruklu sperm hücrelerinin oluşumuyla yaklaşık 70-90 gün içerisinde gerçekleşen komplike bir biyolojik süreçtir.Bu aşamalar sırasında hücreler, genetik materyallerini yarıya indirerek (mayoz bölünme) 46 kromozomdan 23 kromozoma düşerler.
ROSI tekniği, bu sürecin erken evrelerinde bulunan spermatidlerin (haploid hücreler) kullanılması prensibine dayanır. Spermatid, olgunlaşmamış yani baş yapısı normal sperm halini almamış kuyruk oluşumu gerçekleşmemiş spermin öncül halidir. Bu nedenle kadının yumurtasının döllenmesini sağlamak için elektrik yöntemi (piezo) veya kimyasal uyaranlar ile yumurtanın aktivasyonu sağlanır.
ELSİ Yöntemi
ELSİ (Elongated Spermatid İnjection ) Kadın yumurta hücresine elonge (uzamış) spermatidlerin injeksiyonu ile embriyo elde etme yöntemidir.
Spermatidlerin ilk formu herhangi bir kuyruk yapısı olmayan yuvarlak spermatidlerdir ve bunlara round spermatid denilir. Gelişimin ilerleyen aşamalarında bu hücre yavaş yavaş kuyruk çıkartmaya başlar ve adı elonge spermatid adını alır. Daha sonra bazı aşamalardan geçerek olgun sperm hücresi haline gelir. Round spermatid ve elonge spermatidlerin herhangi bir müdahale olmadan yumurtayı döllemeleri mümkün değildir
ELSI uygulamasında baş yapısı ve kuyruk yapısı normale yakın olan spermler mikroenjeksiyon işleminde kullanılır. Başarı oranları, kullanılan spermatid hücreleri gelişimsel olarak sperm hücrelerine ne kadar yakınsa o kadar yüksektir. Bu nedenle araştırmacılar tam olarak olgunlaşmamış olsa da daha ileri düzey yani olgun sperme şekil olarak daha yakın spermlerin kullanılmasını önermektedirler.
ROSİ Tekniği Uygulama Alanı
ROSİ yöntemi özellikle azoospermi (menide sperm hücresinin bulunmaması) tanısı konulan ve testis dokusundan olgun sperm elde edilemeyen hastalara uygulanabilir. Ancak ROSİ tedavisine uygun olup olmadığının araştırılması için detaylı bir üroloji incelemesi, genetik araştırması, hormonal testler, daha önce yapılan TESE işlemi veya işlemlerinin patolojileri ve sonuçları dikkatli bir şekilde incelenmelidir.
ROSİ tekniğinde yuvarlak spermatidlerin doğru tanımlanması teknik bir zorluk olmaya devam etmektedir. Tıkanıklığa bağlı olmayan azoospermik olgular için bir umut olarak kabul edilmesine rağmen mikro-TESE öncesi tanısal kriterleri, erkek hasta ilaç tedavisi uygulanmasının gerekli olup olmadığı ise net olarak açıklanmamış diğer sorunlardır.
Rosi işlemi, genellikle şu durumlarda uygulanır:
- Azospermi:Menide hiç sperm bulunmayan erkeklerde, testislerden cerrahi yöntemle elde edilen yuvarlak spermatidler kullanılarak bu işlem uygulanabilir.Tıkanıklığa bağlı (Obstrüktif) azospermilerde testiste sperm üretimi olmakta ve mikroTESE, TESE veya TESA işlemleriyle testisten başarıyla sperm elde edilebilmektedir. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermilerde testislerde belirli bölgelerde olgun sperm üretimi yada spermin tam olarak olgunlaşmamış olan ama round spermatid enjeksiyonu (ROSİ-ELSİ) için kullanılabilen yuvarlak spermatid veya elongatid spermatid ( çok az sperm görünümü kazanmış, büyük başlı, kısa kuyruklu olgun olmayan-immatür sperm hücresi ) hücrelerin varlığı tespit edilebilir.
- Spermatogenez Bozuklukları:Sperm üretiminde ciddi bozukluklar olan erkeklerde, olgun sperm hücresi bulunamasa bile spermatid kullanılarak gebelik şansı artırılabilir.
- Klasik Tüp Bebek Yöntemlerinin Başarısız Olduğu Durumlar:Daha önce tüp bebek tedavisinde başarı sağlanamamış çiftlerde, alternatif bir yöntem olarak kullanılabilir.
ROSİ Tekniğinin Uygulanışı
Tedavinin ana mekanizması normalde yumurtayı dölleme yeteneği zayıf olan ancak mayoz bölünme geçirerek genetik olarak yarıya düşmüş genç hücrelerin “Piezo” denilen elektrik enerjisinin yardımıyla ICSI yani mikroenjeksiyon işleminde kullanılmasıdır.
ROSİ süreci, kadın ve erkeğin detaylı bir şekilde değerlendirilmesiyle başlar. Kadın, yumurta üretimi açısından uygun bulunursa, yumurta toplama işlemi (OPU) gerçekleştirilir. Erkekten ise mikro-TESE veya MESA gibi cerrahi yöntemlerle testis dokusu örnekleri alınır. Alınan bu dokular, laboratuvar ortamında özel işlemlerden geçirilerek yuvarlak spermatidler izole edilir. Bu hücreler, mikroskop altında özel pipetler kullanılarak toplanır ve Piezo adı verilen bir teknikle yumurta hücresine enjekte edilir. Bu aşamadan sonra embriyoların gelişimi izlenir ve uygun olanlar anne adayına transfer edilir. Embriyo transferinden sonra gebelik takibi yapılır ve gebeliğin başarılı bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği kontrol edilir.
ROSİ, erkek infertilitesinin tedavisinde potansiyel bir alternatif olarak dikkat çekmektedir. Ancak, yöntemin düşük başarı oranları ve sınırlı uygulama alanı nedeniyle, her hasta için uygun olmayabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, ROSI düşünülmeden önce çiftlerin detaylı bir değerlendirmeden geçirilmesi ve diğer tedavi seçeneklerinin de göz önünde bulundurulması önerilir.
ROSİ Tekniğinin Başarı Oranları ve Riskleri
Her çiftin durumu farklı olduğundan ROSI tekniğinin başarı oranları bireysel faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. İşlemde kullanılan spermatidlerin kalitesi, kadının yaşı, yumurta kalitesi ve laboratuvar koşulları gibi faktörler, sonuçları doğrudan etkileyen unsurlar arasındadır.
ROSİ tekniği ile literatürde gebelik izlenmiş olmasına rağmen başarı oranları, geleneksel tüp bebek yöntemlerine göre çok düşüktür. Dr. Tanaka’nın çalışmasında, 734 denemede 14 sağlıklı doğum raporlanmıştır. Bu düşük oranlar, yöntemin deneysel aşamada olduğunu ve her hasta için uygun olmadığını göstermektedir. Ayrıca, ROSI ile elde edilen gebeliklerde ilk 10 hafta içinde düşük yapma riskinin daha yüksek olduğu bildirilmiştir.
ROSI tedavisinde genetik riskler bilimsel ortamlarda en sık tartışılan konulardan biridir. Bu riskleri tamamen ekarte etmek tamamen mümkün olmamakla beraber oluşacak sağlıklı embriyolara transfer edilmeden önce genetik test uygulanması ve sadece sağlam olanların transfer edilmesi olası riskleri azaltmak yönünde atılacak en önemli adımlardandır. Bu da zaten yüksek ücreti olan yardımcı üreme tekniklerindeki toplam maliyeti daha da artırmaktadır.
ROSİ Tekniğinin Geleceği ve Mevcut Durumu
Günümüzde, ROSİ tekniği hala deneysel bir yöntem olarak kabul edilmektedir ve sadece belirli merkezlerde uygulanmaktadır. Tekniğin başarısını artırmak için laboratuvar prosedürlerinin optimize edilmesi, hasta seçiminin titizlikle yapılması ve daha fazla klinik araştırmanın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. ROSI, özellikle diğer yardımcı üreme teknikleriyle başarı elde edemeyen çiftler için umut verici bir seçenek olabilir, ancak yöntemin sınırlamaları ve potansiyel riskleri konusunda çiftlerin bilgilendirilmesi önemlidir.
İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde ROSI uygulaması gerek başarı gerekse doğacak çocuklardaki sorunlar/riskler nedeni ile rutin hizmetler içerisinde sunulmamaktadır ve hatta yasaklanmıştır. Birçok ülkede ise ROSI uygulaması deneysel kabul edildiği için merkezlerin Etik Kurul onayı, çiftlerden ayrıntılı bilgilendirilmiş onam belgesi almaları gerekmektedir.
Sık Sorulan Sorular
- ROSİ’nin başarı oranı nedir?
ROSI’nin başarı oranı, geleneksel ICSI yöntemine göre daha düşüktür. Bunun nedeni, yuvarlak spermatidlerin olgun spermler kadar döllenme kapasitesine sahip olmamasıdır. Başarı oranı, hastanın durumuna ve klinik koşullara bağlı olarak değişebilir.
- ROSİ ‘nin riskleri nelerdir?
- Düşük döllenme oranı: Spermatidlerin olgun spermler kadar etkili olmaması nedeniyle döllenme oranı düşük olabilir.
- Embriyo gelişiminde sorunlar: Olgunlaşmamış spermatidlerin kullanılması, embriyo gelişiminde anormalliklere neden olabilir.
- Genetik riskler: Spermatidlerin olgunlaşmamış olması, genetik anormallik riskini artırabilir.
ROSI ile elde edilen embriyoların sağlığı ve gelişimi hakkında halen araştırmalar devam etmektedir. Bu nedenle genetik danışmanlık önerilmektedir.
- ROSİ ile doğan bebeklerde sağlık sorunları görülür mü?
ROSİ ile doğan bebeklerde genetik veya gelişimsel sorunların görülme riski, doğal yollarla veya diğer yardımcı üreme teknikleriyle doğan bebeklere göre daha yüksek olabilir. Ancak bu konuda yapılan uzun vadeli çalışmalar sınırlıdır.
- ROSİ ‘nin maliyeti nedir?
ROSİ, diğer yardımcı üreme tekniklerine göre daha karmaşık bir işlem olduğu için maliyeti daha yüksek olabilir. Maliyet, klinik, ülke ve tedavi sürecine bağlı olarak değişir.
- ROSİ dünyada yaygın olarak kullanılıyor mu?
ROSİ, henüz yaygın olarak kullanılan bir yöntem değildir. Deneysel bir yöntem olarak kabul edilir ve genellikle diğer yöntemlerin başarısız olduğu durumlarda son çare olarak düşünülür.
- ROSİ ile ilgili etik tartışmalar var mı?
ROSİ, etik açıdan tartışmalı bir konudur. Özellikle olgunlaşmamış spermatidlerin kullanılması ve bu yöntemin uzun vadeli sonuçlarının belirsiz olması, etik kaygılara neden olmaktadır.