Endometriozis

Endometriozis, rahmin iç yüzeyini kaplayan endometrium dokusunun, rahim dışında farklı organ ve dokularda yerleşmesiyle ortaya çıkan kronik ve inflamatuar bir hastalıktır.

Endometriozis Köken ve Anlamı

Endometriozis, Yunanca üç kelimenin birleşiminden oluşur:

      • Endo: İç, içeride
      • Metra: Rahim
      • Osis: Hastalık veya anormal durum

Tam karşılığı: “Rahim iç dokusunun anormal yerleşimi” veya “rahim içi dokunun vücutta yanlış konumlanması” şeklinde özetlenebilir.

Endometriozisin Görüldüğü Bölgeler

  • Pelvik Bölge (Ana Tutulum Alanları)
    • Yumurtalıklar (Overler): “Çikolata kisti” (endometrioma) oluşabilir.
    • Fallop tüpleri
    • Rahim çevresi dokular:
      • Uterosakral ligamentler (rahmi destekleyen bağlar)
      • Pelvik periton (karın zarı)
      • Douglas boşluğu (rahim ile rektum arası)
  • Üreme Sisteminin Diğer Kısımları
    • Serviks (rahim ağzı)
    • Vajina
    • Vulva
  • Sindirim ve Boşaltım Sistemi
    • Bağırsaklar (özellikle rektum ve sigmoid kolon)
    • Mesane
    • Rektum
  • Nadir Görülen Bölgeler (Ekstra Pelvik Endometriozis)
    • Akciğerler
    • Beyin
    • Deri: Ameliyat kesilerinde (sezaryen sonrası)
    • Karaciğer, böbrekler, göz (çok nadir)

Endometriozis Türleri

Endometriozis, vücuttaki konumuna ve yayılım şekline göre farklı türlere ayrılır. Başlıca endometriozis türleri:

  • Peritoneal Endometriozis:Bu en yaygın endometriozis türüdür. Karın boşluğunu kaplayan periton zarında küçük lezyonlar veya plaklar şeklinde görülür. Genellikle erken evrelerde teşhis edilir.
  • Ovaryan Endometriozis (Endometrioma):Yumurtalıklarda “çikolata kisti” (endometrioma) olarak bilinen kistlerin oluşmasıyla karakterizedir. Bu kistler koyu kahverengi sıvı içerir ve ilerleyen vakalarda yumurtalık fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.
  • Derin İnfiltratif Endometriozis (DIE – Deep Infiltrative Endometriosis):Bu türde endometriozis lezyonları, karın zarının altına ve daha derin dokulara yayılır. Sindirim sistemi, idrar yolları ve üreme organlarını etkileyebilir. Ağrılı adet dönemi, bağırsak ve mesane problemleri gibi şikayetlere yol açabilir. En ciddi endometriozis formudur, genellikle cerrahi tedavi gerektirir. Tutulum  bölgeleri:
    • Rektovajinal septum (vajen ile rektum arası)
    • Bağırsaklar (özellikle rektosigmoid kolon)
    • Mesane ve üreterler (idrar yolu daralmasına yol açabilir)
    • Uterosakral ligamentler (rahmin sakruma bağlanan bağları)
  • Dış Genital Endometriozis:Dış genital endometriozis, endometrial dokuların rahim dışında ancak vajina, vulva veya perine gibi dış genital bölgelerde bulunmasıyla karakterize edilen nadir bir endometriozis türüdür. Dış genital bölgeye yayılan endometriyal hücrelerin adet kanaması, cerrahi işlemler   (sezaryen vb.) veya lenfatik/kan dolaşımı yoluyla taşındığı düşünülmektedir.
  • Ekstrapelvik Endometriozis:Endometriozis odaklarının karın ve pelvik bölge dışına yayıldığı türdür.
    • Akciğer, karaciğer, beyin, göz gibi uzak organlarda endometriozis (çok nadir).
    • Cilt endometriozisi: Sezaryen veya ameliyat kesilerinde gelişebilir.

Endometriozis Odaklarının Davranışı ve Klinik Etkileri

Endometriozis odakları, zamanla farklı şekillerde ilerleyebilir ve çeşitli klinik etkiler gösterebilir. Bu odakların davranışı ve yol açabileceği etkiler şunlardır:

  • Stabil Kalabilir veya İlerleyebilir: Bazı endometriozis odakları uzun süre değişmeden kalırken, bazıları zaman içinde büyüyebilir ve çevre dokulara yayılabilir.
  • Hormonal Duyarlılık: Endometriozis odakları, normal endometriyum gibi östrojen ve progesteron hormonlarına duyarlıdır. Adet döngüsü sırasında kalınlaşır, kanar ve dökülür. Ancak bu kan ve doku rahim dışına atılamaz, bu da lokal iltihaplanmaya yol açar.
  • Kist Oluşumu: Yumurtalıklar gibi organlarda yerleşen endometriozis odakları, her adet döneminde kanayarak koyu, kahverengi sıvı biriktirebilir. Bu durum “endometrioma” veya “çikolata kisti” olarak bilinen kistlerin oluşmasına neden olur.
  • İnflamasyona Neden Olabilir:Endometriozis, lokal dokularda iltihabi reaksiyonlara yol açarak ağrı, şişkinlik ve rahatsızlık hissine neden olabilir.
  • Yapışıklıklara (Adezyonlara) Yol Açabilir:Komşu dokular arasında yapışıklıklar gelişebilir. Bu yapışıklıklar, organların normal hareket kabiliyetini kısıtlayabilir ve anatomik yapıyı bozabilir.
  • Sinir İrritasyonu:Endometriozis odakları, yerleştiği bölgelerdeki sinirleri irrite ederek ağrıya neden olabilir. Bu, özellikle pelvik bölgede yoğunlaşan şiddetli ağrılara yol açabilir.
  • Anormal Kan Damarlanması (Anjiyogenez):Endometriozis odakları, büyümek için yeni kan damarları oluşturabilir. Bu anormal damarlanma, daha fazla kanama ve ağrıya neden olabilir.
  • Fibröz Bantlar Oluşturabilir:Organlar arasında ince veya kalın fibröz bantlar gelişebilir. Bu durum, özellikle tüpler ve yumurtalıklar arasında infertiliteye yol açabilir.
  • İstilacı Büyüme:Nadir durumlarda, endometriozis odakları çevre organlara (bağırsak, mesane, üreter gibi) invaziv şekilde büyüyerek ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu tür bir büyüme, organ fonksiyonlarını bozabilir ve cerrahi müdahale gerektirebilir.

Endometriozis Kimlerde Görülür?

Endometriozis, yumurtalıklarda üretilen hormonlara bağımlı bir hastalık olup genellikle 15-49 yaş arası üreme çağındaki kadınlarda görülür. Ancak, herhangi bir belirti vermeyen ve doğal yollarla gebe kalabilmiş kadınlarda da endometriozis tespit edilebildiğinden, gerçek görülme sıklığı kesin olarak bilinmemektedir. Endometriozisin daha sık görüldüğü bazı gruplar:

  • Aile Öyküsü Olanlar: Ailede, özellikle anne veya kız kardeşlerde endometriozis öyküsü olan kadınların bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Genetik yatkınlık, endometriozis gelişiminde önemli bir rol oynayabilir. Aile öyküsü olanlarda daha erken yaşta ortaya çıkma eğilimi gösterir.
  • Adet Düzensizlikleri Olanlar: Ağrılı ve uzun süren adet dönemleri olan kadınlar, endometriozis için daha yüksek risk altındadır. Ayrıca, kısa adet döngülerine (27 günden kısa) sahip olan kadınlarda da risk artabilir.
  • Doğurganlık Sorunları Yaşayanlar: İnfertilite(Kısırlık) sorunu yaşayan kadınlarda endometriozis görülme olasılığı daha yüksektir.
  • Erken Adet Görenler: Erken yaşta (11 yaş ve öncesi) adet görmeye başlayan kadınlar, endometriozis riski altındadır.
  • Hiç Doğum Yapmamış Kadınlar: Hiç doğum yapmamış veya az sayıda doğum yapmış kadınlarda endometriozis riski daha yüksek olabilir.
  • Bağışıklık Sistemi Sorunları Olanlar: Bağışıklık sisteminde düzensizlik olan kadınlarda, vücut anormal endometrial dokuları temizlemekte zorlanabilir, bu da endometriozis riskini artırır.
  • Yaşam tarzı ve çevresel faktörler: Bazı araştırmalar, çevresel toksinlere maruz kalmanın ve belirli yaşam tarzı alışkanlıklarının (örneğin, bazı kimyasal maddelere maruz kalmak) endometriozis riskini artırabileceğini öne sürmektedir

Endometriozisin Olası Nedenleri

Endometriozisin nedeni tam olarak bilinmemekte ve tek bir teori ile açıklanamamaktadır. Endometriozisin tanımlanmasında bugüne kadar nedenine ilişkin birçok teori ortaya atılmıştır. Bu teoriler bazen birbirlerini tamamlarken, bazen de birbirlerine zıtlık göstermektedir. Endometriozisin olası nedenleri ve teoriler:

  • Retrograd Menstrüasyon (Geriye Adet Kanaması)
    • Retrograd menstrüasyon, adet kanının bir kısmının rahimden fallop tüpleri yoluyla karın boşluğuna geri akmasıdır.
    • Bu teoriye göre, karın boşluğuna dökülen endometrial hücreler yapışarak büyüyebilir ve endometriozis odakları oluşturabilir.
    • Bu teori en yaygın kabul gören açıklamalardan biridir, ancak retrograd menstrüasyon birçok kadında görülmesine rağmen endometriozis herkeste gelişmez. Bu yüzden tek başına yeterli değildir; diğer faktörlerle birlikte hastalığa yol açabilir.
  • Lenfatik ve Kan Damarları Yoluyla Yayılım: Endometrial hücrelerin lenfatik sistem veya kan dolaşımıyla vücudun farklı bölgelerine taşınması ve burada yerleşmesiyle açıklanır.
  • Çölomik Metaplazi
    • Plevra, periton, overin germinal epiteli, tuba ve endometrium çölom epitelinden köken almaktadır. Çölom epitelinin çeşitli uyarılarla(hormonal veya inflamatuar) metaplaziye(doku dönüşümü) uğrayarak endometrium benzeri dokuya dönüşmesidir.
  • Embriyonik Hücre Artıkları
    • Embriyonik gelişim sırasında müllerian kanal artığı hücrelerin zamanla çeşitli uyarılarla aktive olarak endometriozis odakları oluşturmasıdır.
  • Genetik Yatkınlık
    • Ailesel geçiş gösterir; birinci derece akrabalarında endometriozis olanlarda risk daha fazladır.
    • Bazı genetik mutasyonların hastalıkla ilişkili olduğu düşünülmektedir.
  • Bağışıklık Sistemi Bozuklukları (İmmünolojik Faktörler)
    • Normalde vücut, retrograd menstrüasyon yoluyla periton boşluğuna geçen endometrial hücreleri bağışıklık sistemi aracılığıyla temizler. Ancak endometriozisli hastalarda, bozulmuş immün yanıt nedeniyle bu hücreler etkili şekilde ortadan kaldırılamaz. Peritonda yeterli immünolojik kontrolün olmaması, pelvik kaviteye ulaşan canlı endometrial hücrelerin tutunup büyümesine ve endometriozis odakları oluşturmasına yol açabilir. Özellikle azalmış immünolojik klirens (hücre temizleme kapasitesi), bu süreci tetikleyen önemli bir faktör olarak kabul edilir. Bu nedenle, bağışıklık sisteminin zayıflığı veya düzensiz çalışması, endometriozis patogenezinde kritik bir rol oynayabilir.
    • Endometriozisli hastalarda artmış inflamasyon ve otoimmün reaksiyonlar gözlenir.
  • Cerrahi Nedenler (İatrojenik Yayılım):Sezaryen, histerektomi gibi ameliyatlarda endometrial hücrelerin kesi bölgelerine taşınması sonucu karın duvarı endometriozisi gelişebilir.
  • Metaplazik Transformasyon:Normalde endometriuma ait olmayan hücrelerin (örneğin bağ dokusu hücrelerinin), endometriuma benzer yapılar haline dönüşmesi sürecidir. Bu dönüşüm, endometriumdan salınan biyokimyasal sinyaller (hormonlar, büyüme faktörleri veya inflamatuar maddeler) tarafından tetiklenir.
  • Çevresel Toksinler ve Hormon Dengesizlikleri
    • Dioksin gibi endokrin bozucu kimyasallar, östrojenik etkiyle endometriozis riskini artırabilir.
    • Aşırı östrojen üretimi veya progesteron direnci hastalığı tetikleyebilir.

Endometriozis ve İnfertilite İlişkisi

Endometriozisin fertiliteyi etkileyip etkilemediği ve hangi mekanizmalarla infertiliteye yol açtığı tam olarak aydınlatılamamıştır. Bununla birlikte endometriozis nedeniyle şiddetli ağrılarla mücadele eden birçok kadın doğal yollarla gebe kalabilmektedir. Ancak klinik veriler, endometriozis ile subfertilite/infertilite arasında bir ilişki olduğunu düşündürmektedir.

Endometriozis ve İnfertilite İlişkisini Destekleyen Bulgular:

  • Prevalans Farkı: İnfertil kadınlarda, fertil olanlara göre endometriozis daha sık görülür.
  • Düşük Aylık Gebelik Oranı: Minimal/hafif endometriozisli kadınlarda, açıklanamayan infertilite grubuna kıyasla spontan ve intrauterin inseminasyon (IUI) ile elde edilen gebelik oranları daha düşüktür.
  • Evreye Bağlı Azalma: Endometriozis evresi arttıkça doğal ve yardımla üreme teknikleri (ART) ile gebelik şansı azalır.
  • İmplantasyon Başarısızlığı: Orta/şiddetli endometriozisli hastalarda, Tüp bebek (IVF) tedavisinde embriyo tutunma oranları daha düşüktür.
  • Cerrahi Tedavinin Etkisi: Minimal/hafif endometriozis lezyonlarının cerrahi olarak çıkarılması, spontan gebelik oranlarını artırabilir.

 Endometriozise bağlı ortaya çıkan infertilite gelişiminde rol oynadığı düşünülen nedenler:

Endometriozis, rahim iç tabakasına benzer dokunun rahim dışındaki yerlerde geliştiği kronik bir durumdur ve çeşitli yollarla İnfertiliteye (kısırlığa) neden olabilir. Bu nedenler genel olarak pelvik yapının bozulması, iltihabi süreçler, yumurta kalitesinin düşmesi, embriyo tutunma sorunları ve diğer etkenler şeklinde sıralanabilir. Bu etkenlerin etkisi ve birleşimi kişiden kişiye değişebilir.

  • Pelvik Anatomide Bozulma ve Mekanik Engeller:
    • Yapışıklıklar (Adezyonlar): İleri evre endometriozis odakları çevre dokularda yapışıklıklara neden olarak fallop tüplerinin tıkanmasına, yumurtalıkların ve tüplerin normal pozisyonlarının bozulmasına yol açabilir. Bu durum, yumurtanın spermle buluşmasını ve rahme ulaşmasını mekanik olarak engelleyebilir.
    • Tuba Fonksiyon Bozuklukları: Endometriozis, fallop tüplerinin hareketliliğini (peristaltizm) ve iç yüzeyindeki siliyer yapıyı bozarak yumurtanın taşınmasını zorlaştırabilir. Tüplerin lümeninin tamamen tıkanması veya daralması da söz konusu olabilir.
    • Yumurta Toplama İşlemini Etkileme: Endometriozis, özellikle yumurtalıklarda endometrioma veya yapışıklık varsa, yumurta toplama (OPU) işlemini önemli ölçüde zorlaştırabilir. Bu durumun temel nedenleri arasında yumurtalıkların anatomik pozisyonunun bozulması, yapışıklıklar nedeniyle iğneyle ulaşımın güçleşmesi ve endometriomaların işlem sırasında zarar görme riski bulunmaktadır. Ayrıca endometriozis hastalarında sıklıkla görülen yumurtalık rezervindeki azalma, toplanacak yumurta sayısını ve kalitesini olumsuz etkileyebilir.
    • Minimal/Hafif Endometriozis: Bu evrelerde mekanik engellerin rolü tartışmalıdır.
  • Enflamatuar Süreçler ve Periton Sıvısı: Endometriozis, bulundukları bölgelerde kronik inflamasyona yol açar ve bu süreç sonucu salgılanan sitokinler, prostaglandinler, makrofajlar gibi maddeler periton sıvısının içeriğini değiştirir. Bu değişiklikler sperm ve yumurta fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir, döllenmeyi zorlaştırabilir ve embriyo gelişimini bozabilir.
  • Endometrial (Rahim İçi) Faktörler: Endometriozis, rahim iç dokusunda (endometrium) önemli değişikliklere yol açar. Bu hastalarda sık görülen kronik iltihaplanma ve oksidatif stres, embriyonun tutunmasını zorlaştırabilir. Endometriozis aynı zamanda rahim içinin embriyoyu kabul etme yeteneğini (reseptivite) bozarak infertiliteye katkıda bulunur. Bu nedenle endometriozisli kadınlarda rahim içi faktörlerin detaylı incelenmesi tedavi başarısı için kritik önem taşır.
  • Bağışıklık Sistemi Etkileri ve İmmünolojik Faktörler: Endometriozisin patogenezinde bağışıklık sistemindeki işlev bozuklukları kritik rol oynamaktadır. Sağlıklı bireylerde bağışıklık sistemi, retrograd menstruasyonla karın boşluğuna geçen endometrial hücreleri etkili şekilde temizlerken, endometriozisli hastalarda bu temizleme mekanizması bozulmaktadır. Bu süreçte özellikle makrofajların aşırı aktivasyonu ve buna bağlı olarak IL-6, TNF-α gibi proinflamatuar sitokinlerin artışı göze çarpmaktadır.

Hastalığın patogenezinde dikkat çeken diğer önemli immünolojik anormallikler arasında doğal öldürücü (NK) hücrelerin fonksiyonel yetersizliği ve Th1/Th2 dengesindeki bozulmalar yer almaktadır. Özellikle antiendometrial antikorların varlığı, hastalığın otoimmünite ile ilgili bir yönüne işaret etmektedir. Bu bulgu, endometriozisli hastalarda sistemik lupus eritematozus (SLE) gibi otoimmün hastalıkların daha sık görülmesiyle de uyumludur.

Bu immünolojik düzensizlikler kompleks bir şekilde etkileşerek sadece endometriozis lezyonlarının oluşumuna ve ilerlemesine katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda üreme fonksiyonlarını da olumsuz etkiler. Sperm-yumurta etkileşiminin bozulması, embriyo gelişimindeki aksaklıklar ve implantasyon başarısızlıkları, bu immünolojik bozuklukların infertilite üzerindeki olumsuz etkilerini oluşturmaktadır.

  •  Endokrinolojik Faktörler:  Endometriozis hormon bağımlı bir hastalıktır ve östrojen bu süreçte kilit rol oynar. Östrojenin yüksek düzeyleri, endometriozis lezyonlarının büyümesini ve inflamasyonu tetikler. Bu hastalarda, östrojen sentezinden sorumlu enzim düzeylerinin artmasıyla östrojen üretimi lokal olarak da artar ve bir kısır döngü oluşur.Ayrıca progesteron direnci de endometriozisli bireylerde sık görülür. Bu durum, normal endometrial yanıtların bozulmasına ve tedaviye yanıtın azalmasına neden olur.Sonuç olarak, hormonal dengesizlikler hem hastalığın gelişiminde hem de tedaviye direncinde önemli rol oynar.
  • Yumurta Kalitesinde Azalma ve Yumurtlama Sorunları: Yumurtalıklarda yerleşen endometriozis odakları (endometriomalar veya çikolata kistleri), yumurtalık dokusuna zarar vererek yumurta rezervini azaltabilir ve yumurta kalitesini düşürebilir. Ayrıca, bu kistler yumurtlamayı engelleyebilir veya düzensizleştirebilir. Endometriozisli kadınlarda ovülasyon problemleri, anovülasyon (yumurtlama olmaması), luteal faz defekti ve LUF (Luteinize patlamamış folikül sendromu) gibi durumlarla daha sık karşılaşılmaktadır.

Hafif/minimal endometrioziste mekanik faktörlerin rolü tartışmalıdır; bu grupta enflamasyon ve immünolojik faktörler ön plandadır. İleri evrelerde ise anatomik bozukluklar ve yapışıklıklar belirginleşir.

Endometriozis Belirti ve Bulguları

Endometriozisin semptomları, lezyonların anatomik yerleşimine ve inflamasyon derecesine göre değişkenlik gösterir. Bazı kadınlar hiç belirti vermezken, bazılarında şiddetli ağrı ve infertilite görülebilir. Ağrının şiddeti ile hastalığın evresi her zaman paralel değildir;  hafif endometrioziste şiddetli ağrı olabilirken, ileri evrelerde ağrısız seyredebilir.Ayrıca bazı araştırmalar endometriozisi artan anksiyete veya depresyon olasılığı ile ilişkilendirmiştir.

Başlıca Belirtileri:

  • Dismenore (Ağrılı Adet Görme)
    • Sekonder dismenore (sonradan başlayan ve giderek artan adet ağrısı) endometriozisin karakteristik bulgusudur.
    • Primer dismenore (ergenlikte başlayan adet ağrısı) ile karıştırılmamalıdır.
  • Disparoni (Cinsel İlişkide Ağrı)
    • Üreme çağındaki bir kadında cinsel ilişkide ağrı hissedilmesi durumunda akla gelmesi gereken nedenlerden birisi endometriozis’dir. Özellikle derin penetrasyon sırasında ağrı hissedilir.
    • Uterusun arkasındaki veya vajinal bölgedeki endometriozis odaklarından kaynaklanabilir.
  • Kronik Pelvik Ağrı
    • Endometriozisli hastalar bazen kasıklarına ve beline vuran ağrıdan da şikâyetçi olabilirler.
    • Altı aydan uzun süren, tedaviye dirençli kasık/bel ağrısı endometriozis şüphesi uyandırmalıdır.
    • Ağrı, adet döngüsüyle ilişkili veya sürekli olabilir.
  • İnfertilite (Kısırlık)
    • Endometriozis, yapışıklıklar, tüplerin tıkanması veya yumurtalık rezervinin azalması yoluyla doğurganlığı etkileyebilir.
    • Hem primer hem de sekonder infertilite
  • Pelvik Kitle (Endometrioma/Çikolata Kisti)
    • Yumurtalıklarda oluşan endometriomalar, infertilite (kısırlık) veya ağrıya yol açabilir.
  • Diğer Semptomlar
    • Düzensiz kanamalar, yorgunluk, şişkinlik.
    • Sindirim/barsak semptomları: Kabızlık, ishal, adet döneminde rektal kanama (rektovajinal endometrioziste).
    • İdrar yolu şikayetleri: Sık idrara çıkma, ağrılı idrar (mesane endometriozisinde).
    • Psikolojik etkiler: Anksiyete, depresyon (kronik ağrı ve yaşam kalitesinin bozulmasına bağlı).

Önemli Notlar:

    • Asemptomatik olabilir! Bazı hastalarda tesadüfen (infertilite araştırması veya cerrahi sırasında) tanı konur.
    • Ağrı şiddeti hastalık evresiyle uyumlu değildir. Hafif endometriozis şiddetli ağrı yapabilirken, ileri evreler ağrısız seyredebilir.
    • Ayırıcı tanı: Pelvik inflamatuar hastalık (PID), irritabl barsak sendromu (IBS), miyomlar gibi diğer patolojilerle karışabilir.

Endometriozis Evreleme ve Sınıflandırma Sistemi

Endometriozis, hastalığın yaygınlığına, derinliğine ve oluşturduğu yapışıklıklara göre sınıflandırılır.Endometriozisin, giderek ağırlaşan dört evresi mevcuttur. Genellikle minimal, hafif, orta ve ağır olmak üzere dört grupta incelendiği gibi evre 1,evre 2, evre 3 evre 4 gibi değerlendirilmektedir.

  • Evre 1 (Minimal Endometriozis)
    • Özellikler:
      • Yüzeyel, izole implantlar (lekeler şeklinde).
      • Pelvik boşlukta ve peritonda hafif yayılım.
      • Belirgin yapışıklık veya derin endometriozis yoktur.
    • Klinik Bulgular:
      • Hafif adet ağrısı olabilir veya hiç belirti vermeyebilir.
      • İnfertilite ile ilişkisi zayıftır.
  • Evre 2 (Hafif Endometriozis)
    • Özellikler:
      • Daha fazla sayıda yüzeyel lezyon.
      • Yumurtalıklarda küçük çukurlanmalar veya hafif yapışıklıklar.
      • Derin infiltrasyon yoktur.
    • Klinik Bulgular:
      • Orta şiddette ağrılı adet veya ilişki sırasında ağrı görülebilir.
      • Doğurganlık üzerine etkisi değişkendir.
  • Evre 3 (Orta Şiddetli Endometriozis)
    • Özellikler:
      • Yumurtalıklarda çikolata kistleri (endometrioma) başlangıcı.
      • Belirgin yapışıklıklar (tüpler, overler ve rahim arasında).
      • Pelvik yapılarda hafif anatomik bozulma.
    • Klinik Bulgular:
      • Şiddetli pelvik ağrı, disparoni, infertilite.
      • İnfertilite riski artmıştır (mekanik engel ve inflamasyon nedeniyle).
  • Evre 4 (Şiddetli/Ağır Endometriozis)
    • Özellikler:
      • Büyük endometriomalar , yoğun yapışıklıklar.
      • Derin infiltratif endometriozis : Rektum, mesane, üreter gibi organlara yayılım.
      • Pelvik anatomide ciddi bozulma.
    • Klinik Bulgular:
      • Kronik pelvik ağrı, infertilite, barsak/mesane şikayetleri.
      • İnfertilite riski en yüksek seviyededir.

Önemli Uyarılar:

  • Bu aşamalar yararlı olmasına rağmen, her aşamada yaşanan belirti ve ağrının her zaman tutarlı olmadığını hatırlamak önemlidir. Hastalığın evresi ile yarattığı şikâyetler arasında direkt bağlantı yoktur. Evre 1’de şiddetli ağrı olabilirken, Evre 4’te ağrısız seyredebilir.
  • İnfertilite riski yapışıklıklar ve anatomik bozukluklar nedeniyle evre arttıkça yükselir.
  • Endometriozis evrelemesi, cerrahi bulgulara dayanır ve laparoskopi ile konur. Ancak, klinik şikayetlerle her zaman uyumlu değildir.

Endometriozis Tanı

Endometriozisin belirtileri ve semptomları arasında pelvik ağrı, özellikle adet dönemlerinde, ağrılı cinsel ilişki ve infertilite ( kısırlık) yer alabilir.Ancak endometriozis semptomları spesifik değildir ve irritabl bağırsak sendromu (IBS) ve pelvik inflamatuar hastalık (PID) gibi diğer hastalıklarla örtüşebilir ve bu da tanıyı zorlaştırır. Tanı koymada kullanılan yöntemler şunlardır:

  • Tıbbi Öykü ve Fizik Muayene
    • Doktor, adet döngüsü, ağrı şikayetleri (özellikle adet sancısı ve ilişki sırasında ağrı), hamilelik durumu ve diğer jinekolojik hastalıkları sorgular.
    • Pelvik muayene sırasında doktor, yumurtalıklar veya rahim çevresinde anormal bir kitle veya hassasiyet olup olmadığını kontrol eder.Pelvik muayenede hassasiyet, nodüller veya yumurtalık kistleri (endometrioma) tespit edilebilir.
  • Görüntüleme Yöntemleri
    • Ultrason (USG): Transvajinal veya karından yapılan ultrason, yumurtalık kistleri (endometrioma) gibi endometriozis belirtilerini gösterebilir.
    • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Özellikle ileri vakalarda endometriozis odaklarının yerini ve yaygınlığını daha iyi gösterir.
  • Laparoskopi (Kesin Tanı) (Altın Standart)
    • Endometriozisin kesin tanısı  laparoskopi ile konur.
    • Karın içi kamera ile görüntüleme yapılır ve şüpheli dokulardan biyopsi alınarak patolojik inceleme yapılır.
    • Aynı zamanda tedavi (lezyonların çıkarılması) de yapılabilir.
  • Histopatolojik Tetkik: Alınan biyopsi materyalinde Endometriyuma ait hem gland hemde stroma kısmının saptanmasıyla tanı konur.
  • Kan Testleri (Destekleyici)
    • Anti endometrial antikorlar, CA-125 ve plasental protein (PP14) olmak üzere üç adet serum markerı, endometriozis açısından araştırılmaktadır.CA-125 düzeyi yükselebilir, ancak bu test spesifik değildir (başka hastalıklarda da artabilir).

Ayırıcı Tanı

    • Pelvik inflamatuar hastalık (PID)
    • İrritabl bağırsak sendromu (IBS)
    • Yumurtalık kistleri
    • İnterstisyel sistit (mesane ağrısı sendromu)

Endometriozis tanısı genellikle gecikebilir . Tanı süreci, hastanın şikayetlerine ve endometriozis şüphesine göre değişebilir. Eğer şiddetli adet ağrısı veya diğer belirtiler varsa, bir uzmana başvurulmalıdır.Detaylı bilgi için jinekolojik muayene ve görüntüleme yöntemleri gereklidir. Kesin teşhis için genellikle laparoskopik değerlendirme önerilir.

Endometriozis Tedavisi

 Endometriozisin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomları hafifletmek, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak , doğurganlığı korumak ve yaşam kalitesini artırmak için farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Tedavi planı, hastanın yaşı, semptomların şiddeti, çocuk isteği ve hastalığın yaygınlığına göre bireyselleştirilir.

  • Medikal Tedavi (İlaç Tedavisi):Endometriozise bağlı kronik pelvik ağrının kontrol altına alınması ve hastalığın ilerlemesini baskılamak amacıyla kullanılır. Ancak, bu tedaviler doğrudan infertilite üzerinde olumlu bir etki göstermeyebilir.
    • Ağrı Kesiciler (Analjezikler):Hafif ve orta şiddetli ağrılar için parasetamol veya nonsteroidal anti-inflamatuar ilaçlar kullanılabilir.
    • Hormonal Tedaviler
      • Doğum Kontrol Hapları: Östrojen ve progesteron kombinasyonu ile adet kanamasını ve ağrıyı azaltır.
      • Progesteron İçeren İlaçlar: Endometriyal dokunun büyüyerek yayılmasını baskılar.
      • GnRH Analogları:Geçici menopoz etkisi yaparak östrojen üretimini durdurur. Kemik erimesi riskine karşı ek tedavi gerekebilir.
  • Cerrahi Tedavi:Medikal tedaviden fayda görmeyen veya şiddetli semptomlara sahip hastalar için cerrahi tedavi seçenekleri gündeme gelir.
    • Laparoskopik Cerrahi (Altın Standart)
      • Endometriozis odaklarının çıkarılması (eksizyon) veya yakılması (fulgurasyon) işlemleri uygulanabilir.
      • Çikolata kistlerinin (özellikle yumurtalık rezervinin korunarak) çıkarılması.
      • Karın içi yapışıklıkların açılması (infertiliteyi önlemek için).
      • Bağırsak ve mesane tutulumları gibi ileri vakalarda uzman cerrahlar tarafından daha kapsamlı cerrahi müdahaleler gerekebilir.
    • Laparotomi: Daha büyük bir karın kesisi ile yapılan açık cerrahidir. Genellikle yaygın ve derin endometriozis vakalarında veya diğer cerrahi yöntemlerin uygun olmadığı durumlarda tercih edilir.
    • Histerektomi ve Yumurtalıkların Alınması (Son Çare)
      • Çocuk istemeyen ve şiddetli vakalarda, rahim ve yumurtalıkların alınması gerekebilir.
      • Yumurtalıkların alınması cerrahi menopoza neden olur ve hormon replasman tedavisi (HRT) ihtiyacı doğabilir.
  • Destekleyici ve Alternatif Tedaviler
    • Fizik Tedavi: Pelvik taban kaslarının rahatlamasını sağlamak amacıyla uygulanan egzersizler yapılabilir.
    • Akupunktur: Bazı hastalarda ağrıyı azaltabilir.
    • Diyet Değişiklikleri:
      • Anti-inflamatuar beslenme
      • Gluten ve süt ürünlerinin sınırlandırılması (bazı hastalarda semptomları hafifletebilir).
    • Psikolojik Destek: Kronik ağrı ve infertilite kaynaklı stresin azaltılması için psikoterapi ve destek gruplarından faydalanılabilir.
  • İnfertilite (Kısırlık) Tedavisi:Endometriozis ile ilişkili infertilite tedavisinde hasta odaklı ve multidisipliner bir yaklaşım esastır. Tedavi stratejisi belirlenirken hastanın yaşı, endometriozis evresi, semptomların şiddeti, over rezervi (AMH), tubal patensi ve önceki tedavi yanıtları kapsamlı şekilde değerlendirilmelidir.
    • Hafif veya minimal endometriozisi olan (evre 1-2) ve tüpleri açık, iyi yumurtalık rezervine sahip hastalarda 6-12 ay spontan gebelik şansı değerlendirilebilir.
    • Daha sonra ovulasyon indüksiyonu ile aşılama (IUI) veya Tüp bebek (IVF) önerilebilir.
    • Yaş ≥35 veya ileri evre endometriozis (evre 3-4) olan hastalarda zaman kaybetmemek için doğrudan yardımcı üreme teknikleri (ART)  tedavi planı yapılmalıdır.

Endometriozis ve Yardımcı Üreme Teknikleri (ART) Yaklaşımları

 Minimal/Hafif Endometriozis (Evre 1-2)

Minimal endometriozisi olan infertil hastalarda ilk basamak tedavi olarak kontrollü ovulasyon indüksiyonu ile intrauterin inseminasyon (IUI) protokolü önerilmektedir. Bu yaklaşım özellikle açıklanamayan infertilitesi olan, normal over rezervine (AMH >1.1 ng/ml) sahip ve tüpleri açık olduğu HSG veya laparoskopi ile doğrulanmış hastalar için uygundur. Tedavi protokolünde genellikle oral ovulasyon indükleyiciler kullanılmakta, ardından planlı IUI uygulanmaktadır.

Bu yöntemle her siklus için %10-15 civarında gebelik oranı beklenmektedir. Ancak özellikle 35 yaş üzeri hastalarda, 3 başarısız IUI denemesini takiben tüp bebek (IVF) tedavisine geçiş yapılması önerilmektedir. Bu strateji, zaman kaybını önleme ve gebelik şansını optimize etme açısından önem taşımaktadır. Hastanın yaşı, infertilite süresi ve ek faktörler değerlendirilerek tedavi planı bireyselleştirilmelidir.

Orta/Şiddetli Endometriozis ( Evre 3-4)

  • Tüp Bebek  (IVF) Öncelikli Yaklaşım

Endometriozis ile ilişkili infertilite tedavisinde Tüp bebek (IVF) öncelikli yaklaşım, belirli hasta gruplarında doğrudan uygulanması gereken bir stratejidir. Bu yaklaşım özellikle düşük over rezervi (AMH <1.1 ng/ml) olan, bilateral endometrioma (>3 cm) bulunan, tubal faktör eşlik eden veya daha önce cerrahi müdahale geçirmesine rağmen infertilitesi devam eden hastalar için birinci basamak tedavi seçeneğidir.

Bu özel hasta gruplarında uygulanacak IVF protokolleri standart protokollerden farklılık göstermektedir.Bu protokollerin seçimi, hastanın bireysel özellikleri ve endometriozisin şiddeti dikkate alınarak yapılmalıdır.

  •  Cerrahi + Tüp Bebek (IVF) Kombinasyonu

Endometriozis tedavisinde cerrahi ve Tüp Bebek (IVF) kombinasyonu, özellikle şiddetli ağrı veya büyük endometrioma (>4 cm) varlığında önerilen bir yaklaşımdır. Bu stratejide temel amaç, ağrıyı kontrol altına almak ve fertilite potansiyelini koruyarak gebelik şansını artırmaktır.

Hastanın over rezervi yeterli ise (AMH >1.1 ng/ml), öncelikle laparoskopik cerrahi uygulanarak endometriozis odakları temizlenir ve pelvik anatomi restore edilir. Cerrahi sonrası 6 ay içinde spontan gebelik beklenir; bu süre içinde gebelik oluşmazsa direkt Tüp bebek (IVF)  geçilir.

Ancak over rezervi düşük olan (AMH <1.1 ng/ml) veya bilateral endometrioması bulunan hastalarda cerrahinin rezervi daha da azaltma riski nedeniyle farklı bir yol izlenir. Bu hastalarda cerrahi öncesi oosit (yumurta)(yumurta) kriyoprezervasyonu yapılarak yumurta rezervi koruma altına alınır. Ardından gerçekleştirilen cerrahiyi takiben, dondurulan oosit (yumurta)lerle (yumurtalarla) IVF işlemi uygulanır. Bu yaklaşım, özellikle genç hastalarda fertilite potansiyelini korumak açısından kritik öneme sahiptir.

Bu kombinasyonel tedavi, endometriozisli infertil hastalarda hem semptom kontrolü hem de gebelik şansının optimize edilmesi açısından multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

Genç ve İleri Evre Endometriozisli Hastalarda Fertilitenin Korunması

Endometriozisin ileri evrelerinde ve genç hastalarda fertilite potansiyelini korumak büyük önem taşımaktadır. Özellikle 35 yaş altı, Evre 3-4 endometriozis tanısı alan, planlı endometrioma cerrahisi öncesindeki veya AMH düzeyi düşük (< 1.1 ng/ml) olan hastalarda fertilite koruyucu yöntemlerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hastalarda başlıca iki yöntem öne çıkmaktadır:

    • Oosit (yumurta) dondurma
    • Over(yumurtalık) dokusu dondurma.

Oosit (yumurta) dondurma, en sık başvurulan ve etkinliği kanıtlanmış yöntem olup, genellikle 2-3 Tüp bebek (IVF) siklusu sonrasında olgun oosit (yumurta) toplanarak uygulanmaktadır. Özellikle cerrahi öncesi dönemde aciliyet gösteren vakalarda tercih edilen bu yöntem, hastanın gelecekteki üreme potansiyelini güvence altına almaktadır. Over dokusu dondurma ise henüz deneysel aşamada olmakla birlikte, özellikle prepubertal dönemdeki hastalar için umut vaat eden bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöntemlerin seçiminde hasta yaşı, over rezervi, endometriozisin evresi ve cerrahi planlaması gibi faktörler dikkatle değerlendirilmelidir.

Önemli Noktalar

    • AMH testi yapılarak yumurtalık rezervi değerlendirilmelidir
    • Cerrahi kararı alırken fertilite korunmalı (deneyimli cerrah gerekli). Özellikle over rezervi düşükse cerrahi öncesi yumurta dondurma önerilebilir.
    • Tüp bebek  (IVF) öncesi endometriozis baskılanabilir .
    • Tekrarlayan Tüp bebek  (IVF) başarısızlığında endometriozis araştırılmalıdır.

Endometriozis multisistemik bir hastalık olup, belirtileri kişiden kişiye değişir. Kronik pelvik ağrı veya infertilitesi olan kadınlarda mutlaka değerlendirilmelidir. Erken tanı, yaşam kalitesinin korunması ve fertilite için kritik öneme sahiptir.

 

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

  • Endometriozis ile Hamile Kalabilir miyim?

Evet, endometriozis ile hamile kalmak mümkündür, ancak bu durum bazı kadınlarda doğurganlığı etkileyebilir. Endometriozis, yumurtalıklara, fallop tüplerine veya rahime zarar vererek gebelik şansını azaltabilir. Bununla birlikte, birçok kadın endometriozis varlığında doğal yolla hamile kalabilirken, bazılarının tıbbi desteğe ihtiyacı olabilir.

  • Endometriozis hamilelikle geçer mi?

Hamilelik sırasında östrojen seviyeleri düşer ve adet döngüsü durur, bu da endometriozis lezyonlarının gerilemesine yardımcı olabilir.Ancak hastalık tamamen ortadan kalkmaz. Doğum sonrası semptomlar tekrarlayabilir.

  • Endometriozis tekrarlar mı?

Evet, cerrahi veya medikal tedavi sonrası tekrarlayabilir. Düzenli takip önemlidir.

  • Endometriozis tamamen iyileşir mi?

Endometriozisin kesin bir tedavisi yoktur. Ancak, erken teşhis (tanı) ve yönetimin ardından endometriozisin doğal ilerlemesini yavaşlatabilir ve ağrılı semptomların uzun vadeli yükünü azaltabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve doğal ilaçlar bu durumu yönetmeye yardımcı olabilir ve östrojen seviyelerini, iltihabı ve adet döngüsünün düzenliliğini etkileyebilir.

  • Endometriozis tedavi edilmezse ne olur?

Endometriozis tedavi edilmezse infertilite(kısırlık), doğurganlığın azalması ve yapışıklıklar veya yumurtalık kistleri gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Ayrıca idrar yaparken ağrı, ağrılı cinsel ilişki, kronik iltihaplanma ve depresyona neden olabilir. Ancak bu etkiler endometriozisin şiddetine ve süresine ve ne kadar süre tedavi edilmeden kaldığına bağlı olabilir.

  • Menopozdan sonra endometriozis olabilir mi?

Evet, nadir de olsa menopoz sonrasında endometriozis görülebilir. Endometriozis östrojen bağımlı bir durum olduğu için, menopozla birlikte östrojen seviyelerinin düşmesi genellikle semptomları hafifletir veya ortadan kaldırır. Ancak özellikle hormon replasman tedavisi alan kadınlarda veya vücuttaki rezidüel östrojen kaynakları nedeniyle endometriozis lezyonları aktif kalabilir. Menopozun ateş basması, ruh hali değişimleri gibi tipik semptomlarıyla karışabilecek şikayetleriniz varsa, doktorunuza danışarak değerlendirme yaptırmanız önerilir.

  • Endometriozis ağrısı nasıl önlenir?

Hastada endometriozis varsa semptomları önlemek mümkün değildir, ancak yönetilebilirler. Endometriozis ağrısını yönetmek için sağlık uzmanları ağrı kesiciler, basit analjezikler ve hormonal tedaviler uygulayacaktır. Fizyoterapistler ağrıyı azaltmak, pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yardımcı olmak ve stres ve kaygıyı yönetmek için tasarlanmış egzersizler ve gevşeme teknikleri gibi bazı programlar geliştirebilir.

  • Endometriozis tehlikeli midir?

Endometriozis yaşamı tehdit edici değildir; ancak zamanla tedavi edilmezse kistlere, yapışıklıklara ve skar dokusuna neden olabilir ve özellikle adet dönemlerinde uzun süreli (kronik) ağrıya ve kısırlığa yol açabilir. Yumurtalık kistleri veya yapışıklıkları gibi ciddi komplikasyonlara ve depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarına yol açarak yaşam kalitesini etkileyebilir.

  • Endometriozis tüp bebek tedavisinde implantasyonu etkiler mi?

Endometriozis tüp bebek tedavisinde  implantasyonu etkileyebilir. Bazı çalışmalar, endometriozisi olan kadınların tüp bebek tedavisi ve embriyo transferi sonrasında endokrin anormallikleri (hormonal dengesizlikler), bağışıklık ve inflamatuar bozukluklar ve fibrozis (doku yara izi) nedeniyle endometriozisi olmayan kadınlara kıyasla önemli ölçüde daha düşük gebelik oranlarına (daha düşük hamile kalma şansına) sahip olduğunu bulmuştur.

 

“Bu içerik, sağlık konularında genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Kişisel tıbbi durumlar farklılık gösterebileceğinden, tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora veya sağlık uzmanına başvurmanız önemle tavsiye edilir.”